Sidi Bou Said

Akdeniz'in hemen kenarında bir yamaç üzerine kurulmuş bir masal kasabası, mavinin ve beyazın kasabası: Sidi Bou Said. Başkent Tunus'a sadece 20 kilometrelik bir uzaklıkta ve Tunus'a gelen her turistin muhakkak uğraması gereken yerlerden biri. Çünkü Tunus'un genel profiline baktığımızda burası biraz daha farklı. Bodrum ya da Ege kıyılarındaki kasabalara benziyor biraz.

1920'lerde burada yaşayan Fransız bir sanatçı Sidi Bou Said'in mavi ve beyaz bütünlüğüne kavuşturulmasını sağlamış ve bu şekilde geleneksel dokusunun korunması için epey bir çaba sarfetmiş. 



              

Sidi Bou Said'de dolaşırken kapılara bayılacaksınız. Sadece Sidi Bou Said değil, Tunus'ta her yerde bu kapılara rastlamak mümkün. Hatta bu kapılar Tunus'un geleneksel bir simgesi haline gelmiş durumda. Bir de bu kapıların aslında anlattığı çok önemli bir şey var. Dışardan baktığınızda evler nerdeyse birbirinin aynısı. Bu yüzden bu evlerde nasıl aileler yaşıyor, zengin mi fakir mi bunu evlere bakarak ayırt etmek oldukça güç. Fakat kapılarına baktığınızda bunu anlayabilirsiniz. Eğer kapı çok süslüyse, üzerinde çok fazla işçilik varsa içerde varlıklı bir ailenin olduğunu rahatlıkla anlayabilirsiniz. Bir de burada yaşayan halk, kapıların üzerindeki şekillerden evin kime ait olduğunu dahi anlayabiliyormuş. 

Mutlaka gezmelisiniz diyeceğimiz yerleri yok, fakat bir bütün olarak kesinlikle görülmeye değer bir yer. Beyaz ve mavi tonunun olduğu sokaklarını dolaşmak, kafelerde oturup manzarayı izlemek, bol bol fotoğraf çekilmek bu şehirde yapabileceğiniz en güzel aktivite olacaktır. 


Cafe des Delices